Köşe Yazarımız Sinan Öztekin Millet İttifakı’nın “Mutabakat Metni”ndeki maddeleri inceledi ve analizlerini yazdı. Seri olarak yayınlanacak köşe yazısının dördüncüsü şöyle;
Muhalefetin mutabakat metni içindeki mayınlı alan içeren maddeleri deşifre etmeye devam ediyoruz.Daha önceki 3 bölümde 30 maddeyi yazmıştık. Bu 4. bölümde 10 maddeyi daha açıklıyoruz.
31.) Akkuyu Nükleer Santral Projesi’ni mevcut durumunu ve sözleşme detaylarını,anlaşma dışında verilmiş olan hakları veya üstlenilen yükümlülükleri gözden geçireceğiz.
Türkiye’nin her alanda güçlenmesi gelişmesi zenginleşmesi bu kirli ittifakın o kadar çok gücüne gidiyor ki,mutabakat metninde bu durumu çok da anlaşılır bir şekilde ortaya koymuşlar.Öyle algılar oluşturuyorlar ki ülkemizin gerçekleştirdiği yatırımların usulsüz, haksız,gereksiz olduğunu ima etme çabasındalar.
Özellikle enerji bağımlılığımızı ciddi manada düşürecek bir proje olan Akkuyu Nükleer Santrali projesini hedef almaları ve bu manada geçmişte nükleer santrallere karşı duruşları düşünüldüğünde, ülkemizin enerji meselesini çözmek için yaptığı hamleleri engellemek istemelerini,dışa bağımlılık esasına göre doğal karşılamamız hiç de yanlış olmaz.
32.) Kanal İstanbul projesini göreve geldiğimiz gün iptal edecek,bugüne kadar yapılan iş ve işlemleri hukuki,ekonomik, ekolojik ve teknik olarak incelemeye alacağız.
Kanal İstanbul projesi bunların dengelerini o kadar çok bozuyor ki,hiç çekinmeden çıkıp bu projeye yatırım yapan yerli,yabancı hangi şirket,devlet varsa “iktidara geldiğimizde projeyi iptal edip paralarını vermeyeceğiz, destek veren ülkelerle ilişkilerimizi gözden geçireceğiz” diyerek tehditler savuruyorlar. Kanal İstanbul projesinin,ülkemize hem şehirleşme,hem İstanbul boğazının deniz trafiğinin yükünü azaltma,hem prestij,hem de ekonomik manada pek çok faydası olduğunu görmezden gelip, engellemek için her şeyi göze alan bir tavır içinde olmalarının sebebini milletimizin anlamaması mümkün değildir.Stratejik manada da oldukça önemli olan Kanal İstanbul projesine karşı çıkmak tamamen bir akıl tutulmasıdır.
33.) Ulaştırma sektöründeki Kamu-Özel işbirliği projelerinin tümünü,teknik idari,hukuki ve yasama denetimine tabi tutacağız.
Ulaştırma noktasında ülkemizin altyapı oluşumları son 20 yılda o kadar büyük aşama kaydetti ki,artık kara,deniz,hava ve demiryolu ile ülkemizde ulaşılamayan yer hemen hemen kalmamıştır.Özellikle birçok devletin de Türkiye’nin bu projeleri gerçekleştirdiği,Yap-işlet-devret modelini örnek olarak uygulamaya geçirdiği bir dönemde,bu kirli ittifak neden bu uygulamalara karşı durup engellemek ister anlaşılır gibi değil.