Köşe Yazarımız Ertuğrul Dalbastı Sivasspor’un Adana Demirspor yenilgisini ve maçın analizini yazdı.
Sivasspor, bugün uğraşı içerisinde olunan 9 numara oyuncusu transferinin ne denli elzem olduğuna dair söylenecek çok şeyi olan bir maç çıkardı. Rakibin kalitesi ve topa sahip olarak oyunu yönlendirme becerisine karşın, özellikle ilk yarıda rakibe karşı direnç gösteren ve 2-0 geriye düşülen maçta belki de skoru eşitleyecek pozisyon zenginliğini yakalayan Sivasspor, buna rağmen sahadan 2-1 mağlup ayrıldı. Maç öncesinde Adana Demirspor’un daha etkili olacağını orta sahada yaratılan kalabalıkla 2. bölgeyi hızlı geçmeyi planlayacağını tahmin etmek zor olmadığı gibi, Sivasspor’un Charisis, Cofie ve Keita’dan oluşan orta sahasının özellikle bir noktaya kadar iyi bir direnç göstereceğini de düşünmüştüm. Son süreçte gerek Cofie’nin, gerekse Charisis’in kadroya entegrasyonu geçiş ve bağlantı oyununda Sivasspor’a ciddi avantajlar sağlamaya başladı ve bu maçın özellikle ilk 30-35 dakikasında temponun Sivasspor lehine stabilize edilmesinde olumlu etkide bulundular. Bu dakikalarda bir skor eşitliği ile devre arasına girmek, üretkenlik sorunu çeken bir rakip olduğu gerçeğiyle de birleşerek Sivasspor adına alternatif planlar üretebilme ve belki skoru bulma anlamı taşıyacaktı, ancak Adana Demirspor, Goutas’ın hatasında ceza sahasında topla buluşan Emre Akbaba’nın bulduğu golle 1-0 öne geçti. Devre arasına da bu skorla gidildi.
İkinci yarıda başlarda düşük bir tempo söz konusuydu. Bağın çözülmesi için bariz bir aksiyon gerekliydi, bu aksiyon da Adana Demirspor’un bir kenar topta bulduğu ikinci gol oldu. Belki tüm gerekçeyi bu olarak tanımlayamasak da, altıpasta bir oyuncunun bu denli rahat bir biçimde kafa vuruşu yapması bir nebze de olsa kademe hatasının bir sonucudur. Sivasspor’un özellikle kenar toplarda savunma yerleşimi özelinde problem çektiğini de pek çoğu kez yazılarımda ifade etmiştim. Bunun eksikliğiyle 2-0’ı bulan Adana Demirspor, bir nebze rahatladı ve özellikle Akintola’nın golüyle başlayan Sivasspor etkinliği Cofie’nin golü ve akabinde de devam etti. Adana Demirspor’un orta alandaki kompakt yapısının bir tezahürü olarak kenardan oyun etkinliği yaratmaya çalışan Sivasspor, ilk yarıda da 1-2 pozisyonda randıman aldığı kenardan merkeze çevrilen topların merkezinde olduğu hücum setleriyle birkaç pozisyon bulmayı başardı. Nitekim bir kenar top organizasyonunda iyi alan bulan Cofie, maçın başından itibaren en az orta sahada olduğu kadar kompakt kalmayı başaran Adana Demirspor savunma hattını mağlup etmeyi başardı. Bu gölün ardından ön alanda konumlanan Adana Demirspor beklerini dönüşlerde sorun çekerken yakalayan Sivasspor, tempoyu lehinde tutarak, maçın sonuna değin 7 kez daha olmak üzere ceza sahasında ikinci yarıda toplamda 10 kez topla buluştu. Tam da bu noktada Sivasspor adına skor yaratabilecek bir 9 numaranın eksikliği devreye girdi. Bu şutların yalnızca birisi bir santrafor oyuncusunun ayağında çıktı, onda da Angielski’nin yetersizliği söz konusu oldu. Bu sonuçla Sivasspor bulduğu pozisyon zenginliğini skora yansıtamamasının cezasını çekti bir nevi.
Bu maçın ardından oyun düzlemini veyahut Rıza Çalımbay’ı suçlamak doğru olmayacaktır, zira özellikle ikinci yarıda Sivasspor iyi bir reaksiyon göstererek doğru alanlardan üçüncü bölgeye kanalize olmayı başardı. Evet bir bitiricilik sorunu vardı, ancak bu sorun özelinde temel teselli de, çözülmeye çalışılan bir sorun olması. Yeni transfer Samu Saiz’ın oyun entegrasyonunu merak etmem dışında, transferinin neredeyse bittiği aktarılan Jordy Caicedo’nun da performansı belirleyici unsur olabilir. Savunmanın yaşadığı sorunlar da tekerrür etmeye ve Sivasspor’u sıkıntıya sevketmeye devam ediyor, dolayısıyla bu transfer döneminde hücum çeşitliliği yönünde yapılan eklemelerden de önemlisi, savunma planlaması ve bu planlamayı uygulamak üzere onarıcı transferlerin gerekliliği. Adana Demirspor takımının komple olarak iyi performans sergilediğini düşünüyorum, galibiyeti hak ettiklerini söylemek gerekiyor.